yu-gi-oh
  Amerikanın keşfi
 
 
Demirleyen Santa María gemisi(Andries van Eertvelt1628), Kristof Kolomb bu gemiyle Batı Hint adlarına ulaşmıştı.
Yeni kıyılarda Kolomb

Coğrafî keşifler15. yüzyıl ve 16. yüzyıllarda Avrupalılar tarafından yeni ticaret yollarının bulunması amacıyla başlattıkları ve yeni okyanusların ve kıtaların bulunmasıyla gerçekleşmiş olan keşifleri ifade eder. Bilimsel bir merak ve yeni ufukların keşfedilmesi duygusu sözkonusu olmakla birlikte temelde bu keşifler özellikle 15.yüzyıldan itibaren açık bir şekilde ekonomik nedenlerden kaynaklanmıştır. İlk keşif denemeleri, Atlantik Okyanusu ve Afrika kıyılarına doğru, 14. yüzyılın başlarında Fransız ve Cenevizligemiciler tarafından yapılmıştır. Kanarya Adaları ve Azor Adaları keşfedilmesi, bu girişimlerin sonucudur.

Keşiflerin belli başlı nedenleri şunlardır;

  • Avrupa'da coğrafya bilgilerinin artması ve gemicilik deneyiminin çoğalması, pusulanın ögrenilmesi.
  • Avrupanın kendinde olmayan ama Doğu uygarlıklarında olduğunu bildikleri zenginliklere (Baharat, ipek ve diger maddi kaynaklara) ulaşmak için yeni, kısa ve ucuz yol arayışı.(Bu dönemde Akdeniz ticaret yolları Osmanlı devleti'nin elindedir.Avrupa devletleri doğal olarak Osmanlı Devleti'ne vergi vermek yerine yeni ticaret yolları bulmaya yönelmiştir.Ayrıca Osmanlı Devleti'nin Müslüman bir devlet olması da bunda etkili olmuştur.)
  • Özellikle İspanyol ve Portekiz krallıklarınca, değerli madenlere ulaşılması için gemicilerin desteklenmesi.
  • Hiristiyanlık dininin ve Avrupa kültürünün yaymak istenilmesi.
  • Artan bilgilerin de etkisiyle dünyanın tanınmak istenilmesi.
  • Pusulanın geliştirilmesi
  • Sağlam gemilerin yapılması
  • Coğrafya bilgisinin artması ve cesur gemicilerin yetişmesi
  • Avrupada bu gelişimleri takip eden dönemde doğuya ulaşmak isteyen gemiciler,İspanya ve Portekiz krallıklarından aldıkları yardımlarla açık denizlere açıldılar

Kristof Kolomb (1451-1506), 1492'de Amerika Kıtası'na ulaştığında, gerçekte hem daha ucuz hem daha kısa yoldan Asya'ya ulaşma arayışı içindeydi.Çünkü buradan baharat ve benzeri maddeleri ucuz ve hızlı taşımak gibi bir sorun sözkonusuydu. Portekizli gemici Bartolomeu Dias'ın Ümit Burnu'nu bulmasından sonra Vasko dö Gama, buradan dolaşarak Hint Okyanusu ve Hindistan'a ulaştı. Portekizli Macellan veDel Kano, dünyayı dolaşarak geçtiler ve bunun sonucunda dünyanın yuvarlaklığına dair kesinleştirici sonuclara ulaşmışlardır. Venedikli gezgin Marko Polo (1254-1324) Asya gezilerinin anlatımlarıyla Avrupa'nın Doğu uygarlıklarını tanımasını sağlamıştır.

Coğrafi keşiflerin sonuçları [değiştir]

Reform ve Rönesans hareketlerinin etkileriyle gelişmiş oldukları gibi kendileri de bu hareketlerin gelişimini etkilemişlerdir. Bu keşifler sonucunda Avrupa yeni kıtalara yayılma ve onların zenginlik kaynaklarını ele geçirme olanağı elde etmiştir. Avrupa düşüncesi ve kültürü, evrensel bir değer olarak bu süreçten itibaren yayılmaya ve egemen kılınmaya başlanmıştır. Bunu yaparken Avrupalılar, yerli halkları ve yerel yaşamı dağıtmış ve hatta yok etmiş, avrupa kültürünü egemen kılma sürecini şekillendirmiştir. Hem doğal hem de kültürel farklılıkları yok eden bir süreç olmuştur bu. Klasik Sömürgecilik olarak bilinen sömürgecilik süreci bu dönemle başlamıştır.

14. yüzyılın sonlarından başlayarak 16. yüzyıla kadar avrupalıların yeni ticaret yolları keşfetmek adına yeni deniz yolları araması sonucu oluşturdukları organizasyon, gezi amerika'da dahil pek çok popüler kıtanın keşfiyle son bulmuştur.

15. yüzyılda özellikle birçok Avrupa ülkesi, Avrupa’da son derece pahalı olan ipek ve baharat'ın önemini anlamış ve Hindistan’a ulaşmanın, ticaret yapmanın bir yolunu aramasıyla başlamıştır. Hindistan’a karadan ulaşmak o dönem ve koşullar içinde oldukça zorluydu bu yüzden Hindistan’a ulaşmanın yeni bir deniz yolunun keşfedilmesiyle mümkün olacağı fikri pek çok krala cazip gelmiştir. Lakin bu fikirlerle pek çok cimri kral bile dönemin önde gelen denizcilerine hazinesinden yüklü miktarda servet ödemiştir.

Özellikle Portekiz tahtına prens Henry’nin tahta geçmesiyle başlayan coğrafi keşifler, onun kurduğu okullardan çıkmış Vasco de Gama, Bartolomeo Diaz gibi pek çok ünlü denizcilerle başarılı sonuçlar elde etmiştir.

Ancak bugün Amerika’yı keşfetmesiyle ünlenen ve en popüler denizci olarak tanınan Kolomb bile Amerika kıtasına doğru gitmeyi tercih ederken yeni bir kıta için değil, dünyanın diğer tarafından dolanıp Hindistan’a ulaşabileceğini düşünmüş ve İspanyol ve Portekiz krallarına bu şekilde bir fikir ortaya atarak desteğini almaya çalışmıştır. Bunun imkânsız olduğu ancak günümüz şartlarında anlaşılacaktı.

COĞRAFİ KEŞİFLER, SEBEPLERİ VE SONUÇLARI

a. Keşiflerin Sebepleri:

Bilinmeyen şeylere ve yerlere merak duyulması, en eski çağlardan beri insanlığın tabii bir duygusu idi. İlk çağlarda, dünyanın çok küçük bir bölümü tanınıyordu. Uzak bölgelere gezi yapanları anlatıp yazdıkları daima heycan uyandırmaktaydı. Orta çağda, Avrupa’dan Uzak doğu’ya giderek , çin’de kubilay kağa’nın yanında kalan Marko polo’nun verdiği bilgilere çok kimse inanmamıştı. Ibn Batuta, ibn Fablan gibi islam gezginleri de, “bilinmeyen” ülkelere geziler yaparak, gördüklerini kaleme almışlardı. Bunların doğruluğu anlaşıldıkça, “yeni” ülkelere duyulan merak daha arttı. Keşiflerin birinci sebebi budur.Avrupa’nın islam ülkelerine karşı giriştiği Haçlı seferleri, görünüşte dini bir nitelik taşıyordu. Hedef, kutsal kudüs şehrini, Müslümanların elinden kurtarmaktı. Fakat, aslında Doğu’nun zenginlikleri, o çağda yoksul sayılacak Avrupa’nın gözlerini kamaştırıyordu. İki yüz yıla yakın süren haçlı seferleri, İslam dünyasındaki bolluğu ve refahı, Avrupa’nın daha yakından tanımasına sağladı. Bu varlıklı hayata duyulan özen, Avrupa’da yeni gelir kaynaklarının araştırılması çığrını açtı. Bunu yolu ticaretten geçiyordu. Özellikle hindistan’dan Avrupa arasındaki ticaret yolları, başta Türkler olma üzere, Müslümanların elindeydi. Bu yüzden avrupalı tacirler, her uğrak yerinde yüksek vergiler ödemek zorunda kalıyorlardı. Bu yüzden, birçok malın Avrupa’ya maliyet çok artıyordu. Şu halde, yeni yollar aranması ve bulunması gerekli hale gelmiştir. İkinci sebep de budur. Hemen tamamıyla Hıristiyan olan Avrupa, kilisesinin ağır baskı altındaydı. Papalığın rızası alınmadıkça, yeni topraklara açılmak zordu. Bu bakımdan, erişilecek yerlerde Hıristiyanlığın yayılması da göz önünde bulunduruluyordu. Bu da, dini bir sebep oluşturuyordu.

Barutun ve topun kullanılmasıyla ortaya çıkan güçlü krallıklar, ticari alanda birbirleriyle rekabete başlamışlardı. Uzak doğu’ya yeni yollarla ulaşmak, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin zengin mallarını kendileri taşımak için yeni yollara ihtiyaç duyuyorlardı. Bu ise, ancak yeni keşiflerle sağlanabilirdi.

Coğrafya keşiflerinin yapılabilmesi için, elverişli bir bilim ortamına da girilmişti. Dünyanın düz değil, yuvarlak olduğu gerçeği Müslümanlardan öğrenilmişti. Dünya yuvarlaksa, doğu’ya doğru değil, batıya doğru da gidilerek aynı yere (Hindistan’a) ulaşılabilirdi.

Bunu yapabilmek için teknik imkanlar da elde edilmişti. Pusula, rüzgar gülü gibi aletler bunlar arasındaydı. Ayrıca, açık denizlerin fırtınalarına dayanıklı büyük ve sağlam gemilerde yapılabiliyordu.

 
  Bugün 22291 ziyaretçi (36029 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol